Camiler ve Din Görevlileri Haftası açılış töreni için Edirne'de bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve beraberindekiler Edirne Valisi Ekrem Canalp'ı ziyaret etti.
Edirne Valisi Ekrem Canalp ile görüşen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, şeref defterini imzaladı. daha sonra Selimiye Camiine giden Erbaş, burada yaptığı konuşmada sosyal medyayı eleştirdi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Kıymetli Kardeşlerim! Altını çizerek ifade etmeliyim ki, Diyanet İşleri Başkanlığı, devletimiz, milletimiz ve tüm İslam âlemi için kıymetli bir imkândır.Bugün birçok ülkede, özellikle de İslam coğrafyasında din üzerinden yaşanan kavga ve kargaşanın ülkemizde yaşanmamasında, teşkilatımızın varlığı ve mensuplarının azimli, kararlı ve bilinçli bir şekilde yaptığı çalışmaların etkisi ve önemi büyüktür. Ne var ki, görsel, yazılı ve sosyal medya organlarında zaman zaman bunu özellikle ifade etmeliyim ki Başkanlığımızla ilgili asılsız, iftira dolu, art niyetli olduğu aşikar haberlere ve paylaşımlara da şahit oluyoruz.Bu milletin değerlerine yabancı çevrelerce üretilen yanlış bilgi ve mesnetsiz yorumlar üzerinden bir algı yönetimi ve itibar suikastı yapılmaya çalışıldığını da maalesef görüyoruz. Bilinmelidir ki bu gibi durumlar, milletimizin geleceğine yönelik yapacağımız hizmetlerden bizleri asla alıkoyamayacaktır. Çünkü biz hizmetlerimizi imanî bir mükellefiyetle yapıyoruz. Anayasal bir görev olarak yapıyoruz. İnsanî bir sorumluluk duygusuyla yapıyoruz. Bu noktada açıkça ifade edeyim ki, din hakkında konuşup yazan herkese önemli bir sorumluluklar düşmektedir. Yazılı, görsel ve sosyal medya aracılığıyla kamuoyuna hitap eden herkes, hakikate bağlı kalmak zorundadır. Dinî değerlerin ve dine ait hükümlerin, tahlile ve teyide muhtaç bilgilerle gelişigüzel tartışmalara konu edilmesi,hiç kimseye fayda sağlamayacaktır. Bilakis, bu hususta sorumsuzca ve fütursuzca yapılan açıklamalar,nesillerimizin bilincinde onulmaz yaralara, telafisi mümkün olmayan toplumsal sorunlara yol açacaktır.Dolayısıyla dini argüman ve söylemlerle kendisini hakikatin merkezinde gibi gösteren fakat usul, esas ve hakikatten yoksun bir şekilde kaynağı belirsiz bilgiler paylaşarak zihinleri bulandıran tavırların Müslüman bilinci ve ciddiyetiyle asla bağdaşmadığını vurgulamak istiyorum. Söz söyleyen herkesin hakka ve hakikate karşı sorumluluğu vardır. Hakikate karşı vefasızlık, hastalıklı bir kalbin ve aklın sonucudur. Nefsine, ihtiraslarına, ön yargılarına teslim olarak hakka, hakkaniyete karşı vefasızlık yapmak, kişinin, vicdanına, kalbine, çevresine, toplumuna ve insanlığa karşı en büyük kötülüktür." dedi.
KONUMUZ “CAMİ, DİN GÖREVLİLERİ VE VEFA"
Bu yılın konusunun "Cami, din görevlileri ve Vefa" olduğunu belşirten Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş"Medeniyetimizin önemli şehirlerinden, her köşesi ecdat yadigarı eserlerle dolu Edirne’mizdeyiz.Malumunuz olduğu üzere “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” münasebetiyle her sene bir konu belirleyip o konuyu etraflıca ele alıyoruz. Bu seneki temamızı,zor zamanlarda vefakâr çalışmalarıyla toplumumuzun takdirini kazanan din görevlilerimize ithâfen“Cami, Din Görevlileri ve Vefa” olarak belirledik. Bu hafta, söz konusu tema çerçevesinde gerçekleştireceğimiz programlarla vefa konusunda bir farkındalık oluşturmaya çalışacağız. Yapacağımız faaliyetlerin hayırlara vesile ve istifadeye medar olmasını Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum. Değerli kardeşlerim! Mekânların ruhu, ancak taşıdığı değerlere gösterilen ilgiyle canlılık kazanır. Mabede vefanın bir gereği olarak Diyanet İşleri Başkanlığımız,irşat ve rehberlik hizmetlerini cami merkezli sürdürmeye devam edecektir. Bu sebeple camilerimizin günümüz insanının ihtiyaçlarına cevap verebilecek fonksiyona sahip olması için büyük bir gayret sarfetmekteyiz. Bizler, 7’den 70’e bütün Müslümanların camilerimizde rahat ve huzur içerisinde ibadetlerini yapabilmelerini, sosyal ve kültürel faaliyetlerini buralarda rahatlıkla gerçekleştirebilmelerini arzu ediyoruz. Bu isteğimizin tam anlamıyla yerine gelmesi için çocukluk çağından itibaren herkesin cami ile irtibatını ve bu irtibatın devamını sağlamak, nesillerimizi caminin taşıdığı değerlerle buluşturmak için yoğun çalışmalar yapıyoruz.Cami müştemilatında yapılan gençlik merkezlerini, 4-6 yaş Kur’an kurslarını, sosyal aktivite alanlarını ve bu çerçevede ifa edilen Kur’an-ı Kerim, Hadis, Fıkıh, Tefsir, İlmihal vb. alanlardaki cami derslerini bu kapsamda değerlendirebiliriz.Fiziksel ve işlevsel olarak camilerimizin daha iyi bir noktaya getirilmesi için gereken çalışmaları hassasiyetle sürdürmekteyiz. Bu noktada din görevlilerimize çok önemli görevler düştüğünü özellikle ifade etmeliyim.Zira İslam’ın değerleri, ancak onu temsil edenlerinin yaşantısında tebarüz ettiğinde teveccüh bulur.Din hizmeti, ancak din görevlisinin şahsında ve rehberliğinde şekillenerek istenilen hedeflere ulaşır.Din görevlisi, görev mahallinde-camiye gelen ya da gelmeyen- herkesin hocasıdır. Dolayısıyla o, hiç kimseye karşı ön yargılı davranamaz, söz ve davranışlarında kırıcı ve yıkıcı olamaz.Gördüğü yanlışları uygun bir metot ve yapıcı bir üslupla düzeltmeye çalışır.Din görevlisi, çevresindeki herkesle ünsiyet kuran ve kendisiyle de ünsiyet kurulabilen kimsedir.İnsanlarla ilişkilerinde dinin ve dini değerlerin izzetini korur. İtidali hiçbir zaman elden bırakmaz. Her zaman ve her yerde inancının kendisine kazandırdığı olgunluk ve vakarı muhafaza eder.Hocalarımız, kendisini itibarsızlaştıran ve din hizmetlerini aksatan üç büyük hatadan mutlaka uzak durmalıdır. Birincisi, söylem ve eylemlerinde tutarsızlık;ikincisi, temel dini ilimlerde yetersizlik; üçüncüsü ise toplumsal sorunlara karşı duyarsızlıktır."dedi.